Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği, kısaca GEMİSANDER, HMS Bristol gemisi ile ilgili önemli bir açıklama yaptı. Dernek, uluslararası standartlara uygun olarak geminin bildirim (notifikasyon) sürecinin tamamlandığını duyurdu. Bu durum, gemi geri dönüşüm sürecinin yasal çerçevede ilerlediğini göstermektedir. Ayrıca, HMS Bristol’un geri dönüşüm işlemleri ile ilgili süreçlerin, çevre ve insan sağlığı açısından titizlikle yürütüleceğine dair de bir güvence vermektedir.
HMS Bristol, Britanya Kraliyet Donanması’na ait olan tek Type 82 sınıfı savaş gemisidir. Bu gemi, yaklaşık 48 yıl boyunca hizmet verdikten sonra Ekim 2020 itibarıyla emekliye ayrılmıştır. Geminin inşasına 1967’de başlanmış ve 1973’te donanmanın hizmetine girmiştir. HMS Bristol, 1982 yılında gerçekleşen Falkland Savaşı’na katılarak önemli bir rol üstlenmiştir. 1987 yılından itibaren ise eğitim gemisi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarihten sonra gemi, denizcilik alanında eğitim veren bir sembol haline gelmiştir.
BBC Türkçe’nin İngiltere Savunma Bakanlığı’nın raporlarına dayanarak yayınladığı bir habere göre, 2009 ile 2024 yılları arasında emekliye ayrılan 31 İngiliz savaş gemisinin 25’i Türkiye’nin Aliağa bölgesindeki tesislerde sökülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nın önemli deniz gücü olan İngiltere’nin yaşadığı bu dönüşüm, göze çarpmaktadır. Daha önce, Type 23 sınıfı HMS Monmouth fırkateyni de bu tesislere gönderilmişti. Bu süreç, Türkiye’nin uluslararası gemi söküm sektöründeki yerini pekiştirmektedir.
Aliağa, dünya çapında gemi söküm faaliyetlerinde Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Aliağa’da faaliyet gösteren 22 tesis, son beş yıl içinde toplamda 714 gemi sökümünü gerçekleştirmiştir. Bu gemilerden 241 ton asbest çıkarılarak bertaraf edilmiştir. Asbestin bertarafı, çevre ve insan sağlığı açısından son derece kritik bir süreçtir ve bu nedenle büyük bir önem taşımaktadır.
Gemi söküm faaliyetlerinin çevreye ve insan sağlığına olan potansiyel olumsuz etkileri, daha önce Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan çevresel etki raporlarına yansımıştır. Bu raporlar, bu sektörün önemli sağlık riskleri doğurabileceğine dikkat çekmektedir.
Aliağa’daki tesislerde çevreye yayılan başlıca tehlikeli maddeler arasında asbest, ağır metaller, madensel yağlar, PCB (poliklorlu bifeniller), PAH (polisiklik aromatik hidrokarbonlar), dioksinler ve organotin bileşikleri bulunmaktadır. Bu maddeler, çevre üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilmektedir.
Özellikle asbest, solunum yoluyla vücuda alındığında sağlık sorunlarına, hatta kansere neden olabiliyor. Bu nedenle, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri, 1980’li yıllardan sonra gemi söküm sektöründen büyük ölçüde çekilmiştir. Bu durum, uluslararası normlar ç