DOLAR 40,1901 0.22%
EURO 47,1146 0.08%
ALTIN 4.312,780,91
BITCOIN 4714887-0,23%
İzmir
34°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İzmir Depremi: Zaman Geçti Ama Ders Almadık!
1417 okunma

İzmir Depremi: Zaman Geçti Ama Ders Almadık!

Temmuz 12, 2025 15:07
İzmir Depremi: Zaman Geçti Ama Ders Almadık!
0

BEĞENDİM






Samos Adası Depremi

Ege Denizi Açıklarında Samos Adası Depremi

Ege Denizi açıklarında yer alan Samos Adası’ndan 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremin etkileri, hala hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. O gün saat 14.51’di ve herkes farklı yerlerdeydi; bazıları evde, bazıları işte, kimileri ise alışveriş yapıyordu. Ancak, ortak bir noktaları vardı: hiç kimse güvende değildi. Bu tarihte yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depreme rağmen, İzmir’de ağır yıkımlar meydana gelmişti. Özellikle Bayraklı’da onlarca bina yıkılırken, yüzlerce binada orta, hafif ve ağır hasar gruplarında hasar aldı. Üzücü bir şekilde, aramızdan 117 vatandaşımızı kaybetmiştik. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ise sabır diliyoruz.

Şimdi asıl konumuza gelelim; İzmir’de 30 Ekim depreminden sonra yaklaşık 5 yıllık bir süreç geçti. Peki, bu süre zarfında ne dersler çıkardık? Neredeyse hiçbir şey! Bayraklı, Bornova, Karşıyaka gibi depremden ağır hasar alan ilçelerde dönüşüm bile yapılamadı. Bu maliyetlerle dönüşüm yapmak gerçekten de imkânsız gibi görünüyor. Henüz bu aşamada mülk sahiplerinin suçlu olduğunu söylemek haksızlık olur; gerçek suç, toplumun yönetiminde, bizleri yönetenlerde yatmakta.

Fakat burada vicdan boyutuna da değinmek lazım. Deprem sonrası birçok evde hasar oluşurken, hasarlı yapılarla ilgili ne yapılması gerektiği konusunda yeterince düşünülmedi. Para hırsı, deprem riskini göz ardı etmemize neden oldu. 30 Ekim depreminde binalarında risk bulunan vatandaşlar, bu durumda akıllıca davranarak evlerinden çıkmak zorunda kaldılar. Fakat bu durum, evlerini kiraya vermeleriyle devam etti. Mülk sahipleri, güvenli konutlara geçtikleri için riskli yapıların kiralanmasına yöneldi. Özellikle şehir dışından gelen memur ve öğrenciler için uygun fiyatlı yapılar cazip hale geldi; fakat bu yapılar, aslında hayati tehlike taşıyordu.

Bu sırada, mülk sahiplerinin para hırsı, riskli yapıları kiralamaya yönlendirdi. Ama bu durum, oldukça ciddi bir tehlikenin kapıda olduğunu göz ardı etti. Düşünün, bu riskli yapıları kiralayanlar, elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetleri alma noktasında da sorunlar yaşadı. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi, İzmir’de de elektrik, su ve doğalgaz bağlatma talepleri çeşitli sebeplerle reddedildi. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda, bu sürecin asıl sorumluları kimlerdir?

Türkiye’de sıkça konuşulan İstanbul depreminden bile daha önce ve yıkıcı olması beklenen İzmir depremi gerçekleşirse, bu evlerde yaşayanların vebali kimdedir? Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İzmir Müdürlüğü gibi yetkili kurumlar nerededir? Deprem olunca iki ağıt yakacak, ölenleri toprağa gömecek bir anlayış, bizlere ne kadar daha kaybettirecek? Artık bu duruma dur demenin zamanı gelmiştir!

Para hırsı, insanların canından daha değerli olmamalıdır. Bankadaki kaynağınız yerine vicdanınızı ön planda tutmalısınız! Son olarak, üzerine düşen görevleri yerine getirmeyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yerel yönetimler acilen harekete geçmelidir. Aksi halde, yetki sahibi olan ancak bu yetkileri kullanmayan kişi ve kurumlar, tüm sorumluluğu üstlenmek durumunda kalacaktır.


En az 10 karakter gerekli