CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, İzmir’de askeri ceza kanunu çiğnediği iddiasıyla hakim karşısına çıktı. İddianameye göre, Bağcıoğlu, Türkiye Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen askerler için emekli askerlerin bulunduğu bir WhatsApp grubunda protesto çağrısında bulunmuş ve bu çağrıyı kamuoyuyla paylaşmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, belirttiği suçlamalar nedeniyle Bağcıoğlu hakkında ‘Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet’ ve ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlarından soruşturma başlattı. Soruşturmanın bitiminin ardından, Bağcıoğlu hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle bir iddianame düzenlendi. İddianame, Ankara 52’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesine rağmen, dosya yetkisizlik nedeniyle İzmir 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
![]()
Bağcıoğlu, duruşma için hakim karşısına çıktığında, avukatları, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ve partilileri de orada bulunuyordu. Savunmasında, “Bir asker olarak milletime, kurumuma ve anayasal değerlere bağlılıkla hizmet ettim. Ayrıca FETÖ ile mücadele edenlerden birisiydim” diyerek kendisinin herhangi bir kastının olmadığını ifade etti. Kullanılan sosyal medya mesajına atıfta bulunarak, “Sosyal medyada yapılan paylaşımlar konusunda bir suç kastım yoktur” dedi. Mesajında yer alan “Sayın komutanlarım, değerli silah arkadaşlarım” ifadesinin kesinlikle muvazzaf askerlere yönelik olmadığını belirten Bağcıoğlu, yeni bir niyetinin olmadığını ve askeri vesayete karşı durma amacını güttüğünü vurguladı. Beraatini talep eden Bağcıoğlu’nun avukatı Ümit Ercan da müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu.
Duruşmanın ilerleyen bölümünde, iddia makamı sanığın sosyal medyada yaptığı paylaşım nedeniyle herhangi bir muvazzaf askerin toplantıya veya gösteriye katılıp katılmadığı hususunu gündeme getirdi. Hakim, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı 16 Eylül’e erteledi. Duruşmanın ardından medyaya açıklamalarda bulunan Bağcıoğlu, “Adalet mutlaka tecelli edecek. Hakim ve savcılara güveniyorum” ifadesini kullandı.
CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan da Bağcıoğlu’na destek vererek, “Yankı Bağcıoğlu’nun yanında olmaya ve onunla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Bu durum, Bağcıoğlu’nun partisi içinde de destek bulduğunu gösteriyor. Bağcıoğlu’nun durumu, özellikle askeri ve siyasi otorite ilişkileri açısından geniş bir değerlendirme konusunu oluşturuyor. Söz konusu dava, Türkiye’nin iç işleyişinde hukukun rolü ve demokratik denetim açısından oldukça kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, Yankı Bağcıoğlu’nun davası yalnızca bireysel bir meselenin ötesine geçmekte ve askeri darbe geçmişinin gölgesinde, TSK’nın sivil toplum üzerindeki etkisi ve genişleyen bir tehdit algısını da gözler önüne sermektedir. Duruşma, özellikle 16 Eylül tarihinde nasıl bir sonucun çıkacağı yönünde belirsizlikler taşırken, Türkiye’de adaletin nasıl tecelli edeceği konusunda da önemli bir dönüm noktası oluşturabilir.
