DOLAR 40,2534 0.11%
EURO 46,9058 0.44%
ALTIN 4.335,180,90
BITCOIN 48031941,87%
İzmir
35°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Eylem Değil, Eşkıya Filmi: İzmir’de Şiddet Olayı!
1736 okunma

Eylem Değil, Eşkıya Filmi: İzmir’de Şiddet Olayı!

Temmuz 15, 2025 10:04
Eylem Değil, Eşkıya Filmi: İzmir’de Şiddet Olayı!
0

BEĞENDİM

Dün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi önünde gerçekleşen olaylar, bir hak arama eylemi değil, neredeyse bir eşkıya filmine benzer şekilde cereyan etti. İşten çıkarılan işçilerin demokratik haklarını savunması gereken sendikaların, durumu maalesef kontrolden çıkardığı görüldü. Eylemin, hak arama hakkı olduğu bir gerçektir ve bu konuda tartışmaya dahi açık bir şey yokken, yaşanan tablo bir hak arayışı olarak nitelendirilemez. Belediye meclis salonunun giriş kapısına dayanan ve zorla içeri girmeye çalışan grubun sergilediği tavır, bu durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Dün yaşananlar yalnızca işçilerin hak arama çabası olarak değerlendirilmemelidir. İçeriye girmeye çalışan kalabalığın, sinirlerine hakim olamayan bir tavır sergilemesi, durumu daha da vahim bir hale getirdi. Destek amacıyla orada bulunan basın mensuplarının dahi darp edildiği bir ortamda, yaşananların çağrıştırdığı soru oldukça önemli: O kapılar açılsaydı ne olacaktı? İçeri girdiklerinde ne yapmayı planlıyorlardı? Meclis salonunu mu yıkacaklardı, belediye çalışanlarına mı saldıracaklardı, yoksa seçilmiş meclis üyeleri veya belediye başkanını mı linç edeceklerdi? İçeri girmek için sergilenen bu eylemler, kesinlikle bir hak arayışının tezahürü değildir.

Eyleme dönüşen bu olayların, şiddetle iç içe geçmiş olması, sendikaların gerçek amacından sapmış olduğunun en bariz göstergesidir. Gözler önüne serilen bu görüntüler, sendika temsilcilerinin durumu yönetemediğini ve aksine krizin daha da derinleşmesine neden olduğunu açıkça göstermektedir. Gerginliğe göz yummak veya bu tür olayların yaşanmasına sebebiyet vermek, bana göre suç teşkil etmektedir. İşçilerin belki sadece işlerini geri istemesi gibi bir hakları var, ancak onları öfke dolu bir kalabalık haline getiren sendikanın acilen sorgulanması gerektiği de aşikâr.

İzmir halkı, hak arayanları ve provokatörleri iyi tanır. Dün kapıların ardında yaşananlar, bir işçi eylemi değil, aksine izleyenlerin en düşük puanı verdiği bir eşkıya filmi gibiydi. Bu tür durumların yaşanması, sendikanın tutumunun ve eylem stratejilerinin sorgulanmasını kaçınılmaz hale getiriyor. Ülkede işçi hakları ve demokratik protesto biçimleri, son derece önemli konulardır ve bu tür olaylar, bu değerlerin sulandırılmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, işçi eylemleri, terörize edilmeden ve şiddet içermeden gerçekleşmeli, sendikalar da üyelerinin haklarını koruyacak bir disiplinle hareket etmelidirler.

Sonuç olarak, yaşananlar demokratik bir eylem değil, sadece bir kaos ortamıydı. İşçilerin hak arayışları iyi niyetle yapılmadığı ve eylemlerin hedefleri dışında bir amaca hizmet ettiği için durum ciddiyetle ele alınmalıdır. İzmir halkı bu tür tavırlara karşı dikkatli olmalı ve sendikaların rolünü sorgulamalıdır. Unutulmamalıdır ki, gerçek bir hak arayışı, şiddete başvurmayı gerektirmeyen, anlaşma ve diyalogla ilerlemesi gereken bir süreçtir.

En az 10 karakter gerekli