16 Ekim 2025 Perşembe
Evsiz oldukları ve geçinmekte zorluk çektikleri gerekçesiyle 7 yıl önce bir televizyon programına katılan Aydoğan ve Nazmiye Avcı çifti, o günden bu yana birçok yardım almış ve hatta programa katıldıkları sırada nikah da kıymışlardı. İzmir’in Gaziemir ilçesinde, 4 ve 7 yaşındaki iki küçük çocuklarıyla birlikte yaşamakta olan bu çift, bazı olaylar sonucunda tekrar evsiz kaldı. İddiaya göre, yaşadıkları evin sahibine ait bazı eşyaların kaybolduğu gerekçesiyle evlerinden çıkarıldılar.
Avcı çifti, çocuklarıyla birlikte kontratlı evin karşısındaki ormanlık alanda kalmaya başladı. Yıllar sonra yeniden evsiz kalan ve günlerdir zorlu koşullar altında yaşamlarını sürdüren çift, yetkililerden ve hayırseverlerden yardım istemekte. Aydoğan Avcı, “Kendim için değil, çocuklarım için bir ev istiyoruz” diyerek çaresizliğini dile getirdi.
Gündelik inşaat işlerine giden Aydoğan Avcı, yaşadıklarını, “Ben çalışan bir insanım. Ev sahibimin iki parça eşyası kayboldu diye hırsız muamelesi gördük, dışarı atıldık” şeklinde anlattı. 2-3 gündür çocuklarıyla ormanda kaldıklarını belirten Avcı, zor durumlarından dolayı çok etkilenmiş durumda. “Sahip çıkanımız yok, kimsemiz yok,” diyerek hissettiklerini aktardı.
Avcı, çocuklarını korumak için sabaha kadar uyumadığını ve doğadaki tehlikeler hakkında kaygılandığını belirtti. “Domuzu var, köpeği var, çakalı var,” diye kaydederek, geceleri korkan çocuklar için bekçilik yaptığını söyledi. İki kızı birinin 7, diğerinin ise 4 yaşında olduğunu belirtirken, eşinin sağlık durumunun da kötü olduğunu ifade etti.
Aydoğan Avcı, tek isteğinin çocuklarına güvenli bir yaşam alanı sağlamanın olduğunu ve bunun için de zorlandıklarını anlattı. “Ben kendim için hiçbir şey istemiyorum. Çocuklarım için istiyorum,” dedi. Çalıştığı işten kazandığı paranın ancak karnı doyurmaya yettiğini ve ev kiralarını ödeyemediğini ifade etti. “Bir ev kirasını ödemek için bir ay çalışmam lazım. Sadece bir eve ihtiyacım var,” dedi.
Küçük kızlarının saçlarını neden kısa kestirdiklerini de anlatan Avcı, ufak kızı Ayşe’nin saçlarının seyreldiği için “bit var” diye kestirildiğini, o sıralarda işte olduğunu ifade etti. Aile içindeki diğer sorunlardan da bahsederek, yaşadıkları zorlukların devam ettiğini dile getirdi.
Bir süreliğine yardım etmek isteyen bir kadının evinde de mağdur olduklarını belirten Avcı, burada da benzer bir olaya maruz kaldıklarını anlattı. “Kira bedelini peşin vermeme rağmen, malzemelerinin kaybolduğunu söyleyerek bizi evden attı,” diyerek yaşadığı durumun haksızlığına dikkat çekti.
Bitkin düşmüş bir şekilde, eşi Nazmiye Avcı ile birlikte yaşadıkları zorlukları da anlattı. “Donuyoruz, yiyecek bulmakta zorlanıyoruz,” diyerek çaresizlik içinde olduklarını ifade etti. “Dört hafta boyunca duş alamadık, çocuklarımın üstündeki giysileri yıkayacak yerim yok,” dedi. Bu zor yaşam koşulları altında, yalnızca bir ev istediklerini aktaramadıkları için büyük bir üzüntü içerisindeydiler.
Son olarak, Nazmiye Avcı, “Allah rızası için yardım edin,” diy
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nın belirlediği 2025 yılı tatbikat programı çerçevesinde, Manisa merkezli 6.6 büyüklüğündeki deprem senaryosuna dayanan bir tatbikat düzenlendi. Tatbikat, İzmir şehrinde, İzmir Valisi Süleyman Elban tarafından yönetildi. Ege Bölgesi’nde olası bir deprem durumunda, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında destek illerin intikal süreçlerini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilen tatbikata; Karşıyaka, Bornova, Bayraklı, Çiğli, Menemen, Aliağa, Kemalpaşa, Buca, Karabağlar, Konak, Gaziemir, Torbalı, Balçova, Menderes, Narlıdere, Bayındır, Tire, Foça, Bergama ve Kınık gibi 20 ilçedeki AFAD İlçe Yönetim Merkezleri de aktif olarak katılım sağladı.
Tatbikat sırasında, İzmir İli Yerel Düzey 23 Afet Grubu ile yapılan fiili saha tatbikatları, İzmir İl Afet ve Acil Durum Müdürü’nün ofisinde gerçekleştirilen bir toplantıyla başladı. Hatırlatma amacıyla; İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Levent Yıldır, İzmir Emniyet Müdürü Celal Sel, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı V. Tuğamiral Ahmet Kendir ve İzmir İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Metin Düz gibi ilgili ve üst düzey yetkililer bu toplantıya katıldılar. Toplantı esnasında video konferans ile depremden etkilenen ilçelerin kaymakamlarıyla direkt bağlantı kurularak, diğer ilçelerdeki son durum ve ihtiyaçlar değerlendirildi.
İzmir Valisi Süleyman Elban, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, AFAD Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 bölge tatbikatından birinin gerçekleştirildiğini belirtti. Senaryo gereği, 08:20’de meydana gelen Manisa merkezli depremin, İzmir’deki 20 ilçeyi etkilediğini ifade eden Vali Elban, tatbikatın hızlı müdahale, vatandaşların kurtarılması ve koordinasyon süreçlerine odaklandığını vurguladı. Vali Elban, tatbikat ile afete müdahale yeteneklerini değerlendirdiklerini ve ihtiyaç duyulan alanlarda eksiklikleri gidermeye yönelik planlar yapacaklarını söyledi.
Vali Elban, tatbikatın üç aşamadan oluştuğunu açıkladı. İlk aşama, depreme yönelik risklerin azaltılması ve dirençli şehirlerin oluşturulmasına odaklanıyor. İkinci aşamada, bugünkü tatbikatta olduğu gibi, masabaşı ve saha deneyimleri ile koordinasyon süreçlerinin nasıl yürütüldüğü değerlendiriliyor. Üçüncü aşamada ise, afet sonrası yapılacak olan kalıcı barınma ve rehabilitasyon çalışmaları üzerinde duruluyor. Tatbikat, bu üç aşamanın uygulanabilirliğini test etmek amacıyla yapılmıştı.
Tatbikat süresince sahada 1299 personel ve 230 araç görev alarak koordineli bir çalışma yürüttü. Yıkılan ve hasar gören binalar üzerinde yapılan arama kurtarma faaliyetleri, kamu ve özel sektöre ait planlar doğrultusunda gerçekleştirilerek, geçici barınma alanları ve diğer destek yapıları önceden belirlenmiş alanlarda aktif bir şekilde devreye alındı. Vali Elban, çalışmaların iyi bir koordinasyon içerisinde yürütüldüğ
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2025 yılı tatbikat programı çerçevesinde, İzmir’de Manisa merkezli 6.6 büyüklüğünde bir deprem senaryosuna yönelik bölgesel bir tatbikat düzenlendi. Bu tatbikat, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından organize edilerek, depremin ardından enkazdan yaralıların tahliyesi ve helikopter destekli kurtarma çalışmaları üzerinde yoğunlaşmak amacıyla gerçekleştirildi. İzmir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), potansiyel bir depreme hazırlık için büyük ölçekli bir tatbikat planladı ve tatbikat, hem masa başı hem de saha uygulamalarını kapsadı.
İzmir’deki tatbikat, Manisa’daki depremin hemen sonrasını senaryolaştırdı. Bu senaryo çerçevesinde, emniyet, jandarma, sağlık ekipleri ve belediyeler gibi çeşitli kurumların temsilcileri AFAD İl Müdürlüğü’nde bir araya gelerek kriz masasını oluşturdular. Masa başı koordinasyonun ardından, arama kurtarma ekipleri sahada aktif olarak görev aldı. Yıkılmış binaların enkazında gerçekleştirilen çalışmalarda, arama kurtarma köpekleri ve gelişmiş teknolojik cihazlar kullanılarak yaralı cansız mankenler çıkarıldı. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait bir helikopterle yapılan operasyonla çatıya çıkarılan yaralı manken gerçekçi bir kurtarma sahnesi oluşturdu.
Vali Dr. Süleyman Elban’ın liderliğinde gerçekleştirilen bu tatbikat, İzmir’deki tüm afet ve acil durumlara müdahale hazırlıklarının etkinliğini test etmek amacı taşımaktadır. Ege Bölgesi’ndeki olası bir deprem durumunda Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında destek illerin intikali ve AFAD Yönetim Merkezleri’nin afet yönetimi süreçlerinde aktif rol alması amaçlandı. Ayrıca, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinden edinilen deneyimler ışığında kamu ve özel sektör kaynaklarının daha etkili bir şekilde kullanılmasının yanı sıra, tüm müdahale gruplarının afet yönetim süreçlerine katılımının güçlendirilmesi hedeflendi.
Tatbikata İzmir’in afet müdahale planındaki afete maruz kalan 20 ilçenin de yönetim merkezleri katıldı. Bu ilçeler arasında Karşıyaka, Bornova, Bayraklı, Çiğli, Menemen, Aliağa, Kemalpaşa, Buca, Karabağlar, Konak, Gaziemir, Torbalı, Balçova, Menderes, Narlıdere, Bayındır, Tire, Foça, Bergama ve Kınık bulunuyordu. Tatbikatta, Menemen’de iki, Bornova’da bir ve Kemalpaşa’da bir enkazdan yaralıların tahliyesi gerçekleştirildi. Ayrıca, Akdeniz Kimya Fabrikası’nda kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehditlere yönelik tatbikat da icra edildi.
Tatbikata katılan toplam personel sayısı 1,299 olarak belirlenirken, 230 araç ve ekipmanın da tatbikat sırasında kullanıldığı vurgulandı. Vali Elban, tatbikatta yer alan bütün kurum ve kuruluşların, kendilerine verilen görevleri başarıyla yerine getirdiğini belirtti ve AFAD akrediteli sivil toplum kuruluşlarının da sürece dahil olduğunu ifade etti. Bu tatbikat, 82 farklı kurumdan gelen personelin katılımı ile gerçekleşti.
Deprem riskinin ülkemiz için her an var olduğu gerçeğini hatırlatan Vali Dr. Süleyman Elban, Türkiye Afet Müdahale Planı’nın (TAMP) önemine değinerek, afetlerin önlenmesi amacıyla sürekli olarak hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Afet yönetiminde en etkili yöntem olarak risk gerçekleşmeden harekete geçmenin önemini ortaya koyarak, tüm kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde sürekli bir eğitim ve güncelleme sürecinde olduklarını belirtti.
Tatbikatın ardından İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Menemen’deki tatbikatta gerçekçi senaryoların uygulanmasının önemine dikkat çekti
FIBA Avrupa Kupası’nda Türkiye’yi temsil eden Aliağa Petkimspor, C Grubu’ndaki ilk maçında Romanya’nın CSM Corona Brașov ekibini evinde ağırlayacak. Aliağa Petkimspor, Avrupa arenasında başarılı bir başlangıç yapmayı hedeflemekte ve grubunu lider tamamlayarak doğrudan ikinci tura yükselmeyi amaçlamaktadır. Bu yıl, zaten heyecan verici olan sezon başı, Aliağa’nın takviminde önemli maçlarla dolu bir dönem olarak öne çıkmaktadır.
C Grubu’nda mücadele eden Aliağa Petkimspor, ilk maçının ardından 22 Ekim’de deplasmanda Petrolina AEK ile karşılaşacak. Sonrasında 29 Ekim’de CSM CSU Oradea’yı kendi sahasında ağırlayacak ve bu iki maç, takımın grup içindeki durumunu belirlemede kritik rol oynayacaktır. Aliağa ekibi, 5 Kasım’da Brasov deplasmanına giderek CSM Corona Brașov ile bir kez daha karşı karşıya gelecek. Ardından 12 Kasım’da kendi sahasında yine Petrolina AEK’ya karşı mücadele edecekler. Takım, C Grubu’ndaki son maçını ise 19 Kasım’da Oradea deplasmanında gerçekleştirecek.
Aliağa Petkimspor’un geçmiş dönemine bakacak olursak, geçen sezon Avrupa kupalarında ilk kez mücadele etme fırsatı bulmuştu. Takım, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde elemeleri başarıyla geçerek son 16 takım arasına kalmayı başarmıştı. Bu, kulüp tarihindeki önemli bir başarıydı ve onların Avrupa sahnesinde kendilerini tanıtma açısından büyük bir adım oldu.
Bu sezon, Aliağa Petkimspor için bazı zorluklarla dolu bir başlangıç da içeriyor. Takımın önemli oyuncularından biri olan Stanley Whittaker, Fenerbahçe deplasmanında geçirdiği omuz sakatlığı nedeniyle 4-6 hafta sahalardan uzak kalacak. Whittaker’ın yokluğu, takımın oyun planını etkileyebilecek ve bu durumda yeni transfer edilen guard Philip Scrubb, İzmirlilerin hücum gücünü artırmak için ilk kez forma giyecek. Scrubb’ın performansı, Aliağa’nın bu sezonki başarısını doğrudan etkileyebilir ve bu nedenle onun sahada nasıl bir etki yaratacağı merakla beklenmektedir.
Aliağa Petkimspor’un hedefleri ve bu hedefler doğrultusunda aldıkları önlemler, takımın Avrupa’daki mücadelelerinde belirleyici bir rol oynayacaktır. C Grubu’nda gösterilecek başarılı performans, Aliağa’nın uluslararası arenada adını duyurmasına yardımcı olabilir. Koç ve yönetim kurulu, oyuncularının motivasyonunu artırmak için gerekli tüm stratejileri geliştirmiş durumda. Gerekli hazırlıklar ve oyuncu transferleri, takımın rekabet gücünü artırmaya yönelik önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, Aliağa Petkimspor, C Grubu’ndaki mücadelelerine başlarken hem geçmişteki deneyimlerinden güç alarak hem de yeni katılan oyuncularıyla birlikte ses getiren bir sezon geçirme hedefindedir. Avusturya’nın CSM Corona Brașov ile başlayacak olan bu macera, basketbolseverler için dikkatle takip edilecek bir süreç olacaktır. Takımın, Avrupa kupalarındaki seyahatinde nasıl bir performans sergileyeceği merakla beklenirken, taraftarlar ve spor severler için heyecan verici anların yaşanması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen eyleme, Tüm-Bel-Sen, Tüm-Yerel-Sen, Birlik-Yerel-Sen, Kamu-Sen ve Ben-Bir-Sen sendikalarının temsilcileri katıldı. Bu sendika yöneticileri, çalışanların haklarının geri verilmesini, mobbing uygulamalarının son bulmasını ve usulsüz atamaların durdurulmasını talep ettiler. Bu eylem, memurların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi.
Eylemin ön önemli isimlerinden biri olan 2 No’lu Şube Başkanı Murat Bekar, memurların haklarını alana kadar eylemlerin süreceğini belirtti. Bekar, “Birlik beraberliğimizi kimse bozamaz. Zabıta Müdür Vekili Uğur Çimen’in uyguladığı mobbingi her platformda dile getireceğiz. Haklarımızı hukuk ve adalet çerçevesinde alacağız” şeklinde konuştu. Memurların yan yana gelerek hak arayışlarını sürdürmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Birlik-Yerel-Sen Başkan Yardımcısı Emrullah Altınkaya ise bu eylemde mobbing ve haksızlıkların önüne geçmek için mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Altınkaya, “Yapılan haksızlıklara karşı boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullanarak, memurların haklarını savunma konusunda sonuna kadar direneceklerini dile getirdi.
Kamu-Sen ve Ben-Bir-Sen temsilcileri de bu eyleme destek vererek memurların göstereceği çabaların önemine vurgu yaptılar. Tüm-Bel-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz, SDS ödemelerinin yasal sınıra çekilmesi konusundaki tepkisini dile getirerek, “Sendikalarla yapılan sözleşmelerin yok sayılması kabul edilemez. Her başkan imzaladığı sosyal denge tazminatlarının arkasında durmalıdır. Emekçiye yapılan her haksızlık doğrudan kentin vicdanına saldırıdır” demiştir. Bu sözler, çalışanların sendikalarına olan güvenlerinin sürdüğüne dair bir mesaj niteliği taşıyor.
Eylemin ikinci gününde, belediye çalışanları, haklarının korunması ve mobbing iddialarına karşı etkin adımlar atılması için taleplerini yinelediler. Bu süreçte memurların, mücadelelerine kararlılıkla devam edeceği ve haklarının peşinde koşmaktan vazgeçmeyecekleri gözlemlendi. Çalışanlar, bir araya gelerek, haklarını almak için ortak bir ses yükseltmeye devam edeceklerini belirtiyorlar.