DOLAR 42,7100 0.02%
EURO 50,1868 0.04%
ALTIN 5.967,161,11
BITCOIN 38374310,13%
İzmir

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

admin

admin

15 Aralık 2025 Pazartesi

2.200 Yıllık Tanrıça Başı İzmir’de Keşfedildi!

2.200 Yıllık Tanrıça Başı İzmir’de Keşfedildi!
0

BEĞENDİM

İZMİR‘deki Metropolis Antik Kenti‘nde gerçekleştirilen kazılarda, Helenistik Dönem‘e ait 2 bin 200 yıllık bir mermer tanrıça başı keşfedildi. Kazı çalışmasının başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Serdar Aybek, kazılarda daha önce tespit ettikleri tanrıça Hestia‘ya ait bir gövde bulduklarını ifade ederek, “Eğer bulduğumuz bu baş, gövde ile uyumluysa, o zaman Hestia‘ya ait olduğunu düşünebiliriz” şeklinde açıklamada bulundu.

Torbalı‘nın Yeniköy ve Özbey mahalleleri arasında bulunan, ‘Ana Tanrıça Kenti’ olarak bilinen Metropolis Antik Kenti‘nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yürütülen ve 1989 yılında başlayan kazılar, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Torbalı Belediyesi ve Sabancı Vakfı‘nın desteğiyle devam etmektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Serdar Aybek liderliğindeki kazılarda çok sayıda anıtsal yapı gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu yılki kazılarda bulunan tanrıça başı, Helenistik Dönem‘e ait olup, 2 bin 200 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Kazıların ‘Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında yürütüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Aybek, Metropolis Antik Kenti’nde düzenleme, uygulama, restorasyon ve konservasyon çalışmalarının eş zamanlı olarak devam ettiğini belirtti. Kazı ekibi olarak son zamanlarda önemli bir kamu binasında çalıştıklarını ifade eden Aybek, “Burası Agora olabileceğini düşündüğümüz ticaret yapısı. Çok zengin buluntular ortaya çıkıyor. Son olarak Helenistik Dönem‘e ait bir tanrıça başı bulduk. Bu, mermerden yontulmuş bir heykelin baş kısmıdır. Bizim için önemli bir eser çünkü Helenistik Dönem heykel sanatı ile ilgili önemli teknik ve estetik bilgiler sunuyor” dedi.

Metropolis’in heykeltıraşlık anlamında oldukça önemli ve zengin bir kent olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aybek, “Çeşitli buluntulara sahip. Milattan önce 2’nci yüzyıl ortasında Metropolis heykeltıraşlığı önemli bir yer kaplıyordu. Bulduğumuz bu heykel başı da o dönemde yontulmuş. Helenistik Dönem‘de sıkça kullanılan ayrı parçaların bir araya getirilmesi tekniği ile yapılmıştır. Bu, özellikle Bergama heykeltıraşlığında yaygın bir yöntemdir” dedi.

Bulunan heykel başının hangi tanrıçaya ait olduğunu belirleyen bir sembolün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Aybek, “Eserin ifadesi ve saçları, bunun bir tanrıça heykeli olduğunu göstermekte. Metropolis’te daha önce bulduğumuz bir gövde, muhtemelen tanrıça Hestia‘ya ait. Eğer bu baş ve gövde uyum gösterirse, Hestia‘ya ait olduğunu düşünebiliriz” şeklinde açıkladı.

Bulunan heykel başının yoğun bir restorasyon sürecinden geçtiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Serdar Aybek, “Heykelin gözünü deneysel bir şekilde yeniden yaptık ve bakışındaki anlamı ortaya çıkarmaya çalıştık. Dönemin sanatçıları, oldukça ince bir çalışma yapmışlar, pürüzsüz bir yüzey elde etmişler. Ancak uzun bir süre toprak altında kalması nedeniyle

Devamını Oku

İkisi de gençti: Gülşah Durbay hayatını kaybetti!

İkisi de gençti: Gülşah Durbay hayatını kaybetti!
0

BEĞENDİM

Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın Vefatı

Kanser tedavisi gören ve çoklu organ yetmezliği teşhisi sonrası entübe edilen Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’dan acı bir haber geldi. Ne yazık ki, Durbay, tedavi gördüğü Manisa Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Bu trajik olay, hem ailesi hem yakınları hem de siyasi camiası için büyük bir kayıp olarak değerlendirilmektedir.

Gülşah Durbay, 1988 yılında Manisa’da dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatını memleketinde tamamladıktan sonra, yüksek öğrenimini Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde sürdürmüş ve 2011 yılında buradan mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından çeşitli alanlarda çalıştıktan sonra, siyasi kariyerine Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde başlamıştır. 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerde, Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Belediye Başkanı olarak seçilmiş ve göreve başlamıştır.

Göreve başladıktan kısa bir süre sonra sağlık sorunları yaşamaya başlayan Durbay, kolon kanseriyle mücadele ettiğini kamuoyuna duyurmuştu. Bu süreç, onun belediye başkanlık görevini yerine getirmesinde zorluklar yaşamasına neden oldu. Durbay’ın hastalığı, birçok kişi tarafından takip edilmiş ve sağlığı ile ilgili sık sık endişe ve dualar edilmiştir. Ne yazık ki, tüm bu mücadeleler sonucu, Durbay, hastanede hayatını kaybederek sevenlerini derin bir üzüntüye boğmuştur.

İletişim Başkanı Duran’dan Durbay için Taziye Mesajı

Gülşah Durbay’ın vefatı, birçok kişi ve kurumdan taziye mesajları almasına neden oldu. İletişim Başkanı Burhanettin Duran, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay için bir taziye mesajı yayımladı. Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Sayın Gülşah Durbay Hanımefendinin vefatını teessürle öğrendim. Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, Cumhuriyet Halk Partisi camiasına ve tüm Manisa halkına sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.” ifadelerini kullandı. Bu mesaj, Durbay’ın kaybının toplumda yaratmış olduğu derin acıyı göstermektedir.

Bütün bu gelişmeler, Gülşah Durbay’ın hayatının, siyasi kariyerinin ve hastalığı ile mücadelesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Şehzadeler Belediye Başkanı olarak, sadece bir siyasi figür değil, aynı zamanda birçok insanın hayatında iz bırakan bir liderdi. Vefatı, Manisa’da ve Türkiye genelinde birçok insanı derinden etkilemiştir. Geride bıraktığı izler ve mücadele ettiği hastalık, Gülşah Durbay’ı sadece bir belediye başkanı değil, aynı zamanda güçlü bir insan olarak anımsanmasına neden olacaktır.

Manisa’daki toplumsal dokunun önemli bir parçasını oluşturan Durbay, sadece bir siyasi lider olarak değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da birçok insana ilham vermiştir. Onun hatırası, yaşamış olduğu toplumda uzun süre anılacak ve unutulmayacaktır. Durbay’ın ailesine, yakınlarına ve sevenlerine bir kez daha başsağlığı diliyoruz.

Devamını Oku

Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay Son Yolculuğuna Uğurlanıyor

Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay Son Yolculuğuna Uğurlanıyor
0

BEĞENDİM

Dün akşam tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Şehzadeler Belediyesi Başkanı Gülşah Durbay’ın cenaze programı belirlendi. Belediye Başkanı Durbay, birçok insanın hayatına dokunan çalışmalara imza atan bir lider olarak biliniyordu. Onun vefatı, sevenleri ve çalışma arkadaşları tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı.

Gülşah Durbay için bugün saat 11.00’de resmi bir anma töreni düzenlenecek. Bu tören, Şehzadeler Belediyesi binası önünde gerçekleştirilecek. Şehzadeler Belediyesi, Durbay’ın yaptığı hizmetler ve topluma katkıları nedeniyle düzenlediği bu anma töreniyle, onun anısını yaşatmayı amaçlıyor. İlgili yönetici ve halkın katılımıyla yapılacak olan bu anma etkinliği, Durbay’ın hayatı boyunca sürdürdüğü misyonu ve topluma olan bağlılığını simgeliyor.

Anma töreninin ardından, Gülşah Durbay’ın naaşı Hatuniye Camii’ne götürülecek. Burada düzenlenecek olan dini bir programla halk, Durbay’a son görevini yerine getirmiş olacak. Öğle namazının ardından, Cumhuriyet Meydanı’nda cenaze namazı kılınacak. Törene katılacak olan vatandaşlar, cenazeye katılarak Durbay’a olan saygılarını ve sevgilerini gösterecekler. Bu, Durbay’ın topluma olan katkılarının ve halkın onun üzerindeki etkisinin bir yansıması olacak.

Durbay’ın cenaze namazı, toplumsal birlik ve beraberlik açısından da önemli bir anlama sahip. Tüm sevenlerinin katılacağı bu namaz, Duğbay’ın yaşamını kaybetmesine dair duyulan acının paylaşıldığı bir an olacak. Dupbay, halkı ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte aktif bir şekilde çalışarak, kendisine duyulan sevgi ve saygıyı her zaman kazanmıştır.

Cenaze namazının ardından, Gülşah Durbay Koldere Mezarlığı’nda defnedilecek. Burada, kendisine ait bir mezar oluşacak ve topluma hizmetleri ile anılacak. Durbay’ın yaşamında gerçekleştirdiği projeler ve topluma kazandırdığı değerler, onun anısının yaşatılması noktasında önemli olacaktır. Defin işlemi esnasında, ailesinin ve dostlarının acılarını paylaşacak olan kalabalık, Durbay’ın şu hayatta ne kadar sevildiğini bir kez daha gözler önüne serecek.

Sonuç olarak, Gülşah Durbay’ın hayatı ve yaptığı işler, onu yalnızca bir belediye başkanı olarak değil, aynı zamanda forumda topluma ve bireylere katkıda bulunan bir insan olarak anılmasına sebep olacaktır. Onun vefatından sonra da kamu çalışmalarının önemi ve toplumsal sorumluluğun farkındalığı her zamankinden daha fazla önem kazanacaktır. Durbay’ın hayatı boyunca sürdürdüğü misyon ve topluma olan bağlılığı, gelecek nesiller için örnek teşkil edecek özelliklerdendir.

Devamını Oku

İzmir’de Kışlık Sebze Üretimi Zirveye Çıkıyor!

İzmir’de Kışlık Sebze Üretimi Zirveye Çıkıyor!
0

BEĞENDİM

Türkiye’nin önemli kışlık sebze üretim merkezlerinden biri olan İzmir, üreticileri tarafından raf ömrü uzun yerli fidelerle verimlerini artırmaya yönelik önemli adımlar atmaktadır. İzmir, yıllık olarak 15 farklı ürün ile yaklaşık 325 bin ton civarında kışlık sebze üretimi yaparak, ülkenin bu alandaki ihtiyacının büyük kısmını karşılamaktadır. Brokoli, kereviz, enginar ve ıspanak üretiminde birincilik elde eden kent, karnabahar ve pırasada ikinci, kırmızı pancar ve marulda ise üçüncü sırada yer alarak “kışlık sebze üretim üssü” olarak anılmaktadır.

Tarım ve Orman Bakanlığı, kışlık sebze üretiminin merkezi olan İzmir’deki üreticilerin gelirlerini artırmayı ve uzun raf ömrü sayesinde pazarda sorun yaşanmamasını sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Raf ömrü uzun yerli brokoli, karnabahar ve marul fideleri, ekim sezonunda Torbalı, Ödemiş, Tire, Foça, Bergama, Menemen ve Urla ilçelerindeki toplam 61 çiftçiye yüzde 50 hibe desteği ile dağıtılmıştır. Üreticilerin, ağustos ayında toprakla buluşturduğu 875 bin 100 fide büyümüş ve hasada başlayan çiftçiler yerli çeşitlerin veriminden oldukça memnun kalmıştır.

Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Şahin, İzmir’deki kışlık sebze üretiminin her yıl arttığını vurgulamıştır. Şahin, kentin hem kışlık hem de yazlık sebzeler konusunda önemli bir üretim gerçekleştirdiğini kaydederek, “Uygulanan projedeki amacımız, mümkün olduğunca yerli ve milli çeşitlerin sahada görünümünü sağlamaktır. Fidelerle üretim maliyetini düşüren çiftçiler, kışlık sebze için arazilerini de etkin bir şekilde kullanmaktadır.” ifadelerini kullanmıştır.

Mustafa Şahin, ayrıca yerli kışlık sebze fide ürünlerinin iç ve dış pazarda geniş bir alıcı kitlesi bulduğunu belirtti. “Özellikle üretimde yerli ve milli çeşitleri seçiyoruz. Arkadaşlarımız, çeşitleri tespit ederken uzmanlarla istişare ederek, bölgede hangi çeşitlerin daha uygun olacağı üzerine tartışıyoruz. Bölgenin iklim şartlarına uyacak olan uygun çeşitleri belirlediğimizde verimli bir sahne ortaya çıkıyor. Üreticimiz bu çeşitlerden oldukça memnun ve kaliteli ürün elde ettiklerini belirterek teşekkürlerini iletiyorlar. Bu durum bizler için keyif verici.” şeklinde konuşmuştur. Şahin, önümüzdeki süreçte de Bakanlığın katkılarıyla üreticilere fide ve diğer desteklerin devam edeceğini sözlerine eklemiştir.

Torbalı ilçesindeki üreticilerden Mehmet Kaynak, devlet destekli karnabahar ve brokoli fideleri ekme fırsatını bulduklarını ifade ederek, projeden memnun kaldıklarını belirtti. Kaynak, “Verim yüzde 30-40 artı. Bu şekilde bir destek çiftçi için oldukça faydalı olacaktır. Çeşitleri gelecek yıl da büyük ihtimalle ekeceğim.” diye eklemiştir. Diğer bir çiftçi olan Önder Yan da yerli çeşitlerin yüksek verimli olduğunu ve bu çeşitleri beğendiğini dile getirmiştir.

Devamını Oku

İzmir’de Seller ve Su Baskınları Devam Edecek!

İzmir’de Seller ve Su Baskınları Devam Edecek!
0

BEĞENDİM

JEOLOJİ Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, İzmir’de yaşanan sel ve su baskınlarının, yaz aylarında ortaya çıkan orman yangınlarının bir sonucu olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Önalan, “Yağışlı mevsimin sonuna kadar yaşanan seller ve su baskınlarının devam edeceğini” belirtti. Mevsim geçişleriyle birlikte sağanak yağışların birçok ilçede su baskınlarına yol açtığını ifade eden Önalan, bu durumun özellikle yaz aylarında yaşanan orman yangınlarının ardından beklenen ikincil afetler olduğunu dile getirdi.

Ön alan, geçen yaz İzmir’deki Seferihisar, Çeşme, Dikili ve Foça gibi bölgelerin orman yangınlarından büyük zarar gördüğünü belirtti. Bu zarar, bitki örtüsünün hasar görmesi ve dolayısıyla doğal iklim dengelerinin bozulması ile sonuçlandı. Beklenen yağışlarla birlikte orman yangınlarından etkilenen bölgelerde taşkınlar ve su baskınlarının çok daha belirgin hale geldiğini söyleyen Önalan, ayrıca yangın sonrası oluşan kuru dere yataklarının yağmur sularının akışını engelleyerek sel olaylarına zemin hazırladığını belirtti. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için orman alanlarının ve dere yataklarının ıslah edilmesi gerektiğini vurguladı.

Önalan, ormanlardaki ağaçların yok olmasının, sadece sel ve su baskınlarına değil, aynı zamanda erozyon gibi ciddi toprak kayıplarına neden olduğunu da söyledi. Bu durum, yer altı su kaynaklarının azalmasına ve çevresel dengenin tehdit edilmesine yol açıyor. Böyle bir durumun meydana gelmesi, aynı zamanda yerel ekosistemleri de olumsuz etkiliyor.

Özellikle şehirlerde asfalt kullanımının aşırı derecede yaygın olmasının, su baskınlarının başlıca nedenlerinden biri olduğunu belirten Önalan, “İzmir başta olmak üzere birçok kentte yağmur sonrasında ciddi su baskınları yaşanıyor. Asfaltın aşırı yoğun kullanımı, yağmur sularının yer altına sızmasını engelleyerek su birikintilerine yol açıyor” dedi. Bu durumda, kent içindeki suyun akışına bir engel oluşturduğunu ve su baskınlarının kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti.

Önalan, kentin içinde yer alan ara yolların yapımında suyun yer altına geçişine olanak tanıyan malzemelerin kullanılmasının önemine dikkat çekti. “Peyzaj ve yol yapımında kilit taşları gibi geçirgen malzemelerin tercih edilmesi gerekiyor. Uygulanan bu malzemeler sayesinde yağmur sularının bir kısmı akışa geçerken, bazıları da yer altına süzülmeli ki sel baskınları minimize edilebilsin” dedi. Bu noktada, şehirlerin altyapısal çalışmalarında gelecek tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Altyapı yetersizlikleri nedeniyle yağmur sularının israf edildiğini belirten Önalan, bu suların derelere karıştığını, ardından da denize akıp gittiğini ifade etti. “Yağmur sularının, kent içinde ve çevresinde belirli noktalarda depolanması lazım. Depolanan sular, peyzaj, sulama, temizlik ve diğer ihtiyaçlarda kullanılabilir” diye konuştu. Bu durumun yanı sıra, yağmur suları için uygun altyapının oluşturulması gerektiğine de dikkat çeken Önalan, sistemin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için kapsamlı bir planlama yapılması gerektiğini anlattı.

Önalan, “Yağmur sularını drene edebilmek için altyapımızın güçlü olması gerekiyor. Altyapı ile yolları birlikte düşünerek ve her yeri asfalt yapma alışkanlığından vazgeçerek bu sorunun üstesinden gelebiliriz. Su baskınları ile başa çıkmak için akışa engel olmayacak uygulamalara yönelmemiz şart,” dedi. Bu noktada, şehirlerin geleceği açısından alınacak tedbirler oldukça kritik öneme sahip.

Devamını Oku