Bangladeş’te protestolarda 105 can kaybı
Bangladeş’te 1971 Bağımsızlık Savaşı’nda görev alanların yakınlarına kamu sektöründe kontenjan ayrılmasının kaldırılması talebiyle ülke genelinde gerçekleştirilen protestolar kısa sürede şiddete dönüştü. Salı gününden bu yana devam eden gösterilerde polis ile öğrenciler arasında çıkan çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısı 105’e yükseldi. Dakka Tıp Fakültesi Hastanesine dün akşam saatlerinde 27 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Binlerce kişi de yaralanırken, protestoların şiddeti artmaya devam etti.
Hükümet, olayların kontrol altına alınamaması üzerine ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan etti ve ordunun görevlendirilmesi kararı aldı. Sokağa çıkma yasağının pazar günü saat 10.00’a kadar devam edeceği belirtildi ve hükümetin durumu değerlendirip yeni adımlar atabileceği açıklandı.
Protestoların başlangıcında iktidar yanlısı ve muhalif öğrenciler arasında çıkan şiddet olayları sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmişti. Devlet üniversiteleri ve özel üniversiteler kapatılmış, tansiyonun düşürülmesi için güvenlik güçleri üniversite kampüslerine sevk edilmişti. Ancak, protestoların devam etmesi üzerine şiddet olayları daha da arttı. Göstericiler polis araçlarını ateşe verdiler, polis kulübelerini yaktılar ve yollara barikatlar kurarak ateşe verdiler. Devlet televizyonu binasına saldırı düzenleyen göstericiler, daha fazla şiddet olayının yaşanmasına sebep oldular.
Kamu sektöründe ayrılan kontenjanların kaldırılmasıyla ilgili olarak, savaşa katılanların ailelerine ayrılan kontenjanın geri getirilmesi talep ediliyor. Ülkenin yüzde 56’sının belirli gruplara ayrılması, özellikle de savaşa katılanların ailelerine kontenjan ayrılmasına yönelik eleştirilere sebep oluyor. Muhalif öğrenciler, bu kontenjan sisteminin ayrımcılık yarattığını ve liyakate dayalı bir sistemin getirilmesini istiyorlar.
Sonuç olarak, Bangladeş’te devam eden protestolar ve çatışmalar ülke genelinde endişe yaratmaya devam ediyor. Hükümet ile öğrenciler arasındaki gerginliklerin artması, barışçıl bir çözüm bulunamaması halinde daha fazla can kaybının yaşanabileceği endişelerini beraberinde getiriyor. Öte yandan, kontenjan sistemiyle ilgili yapılan değişiklik taleplerinin siyasi ve sosyal gerilimleri artırdığı görülüyor. Bu durum karşısında, taraflar arasında diyalog ve uzlaşma sağlanması için ulusal çapta bir çözüm bulunması gerekmektedir.
