01 Haziran 2025 Pazar
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Serkan Özakbaş, Multiple Skleroz anlamına gelen MS hastalığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve kontrol altına alınabildiğini belirtti. MS, gençler arasında yaygın olarak görülen bir hastalıktır ve popülasyonunun 4 binden fazla olduğu bilinmektedir. Hastalığın belirtileri arasında bulanık görme, çift görme, dengesizlik ve bağırsak problemleri yer alır. Ataklı formda başlayan MS vakalarının oranı yüzde 85’tir, bu yüzden erken teşhis ve tedavi önemlidir.
MS hastalığının koruyucu tedavisi her on yılda bir daha da iyileşmektedir. Prof. Dr. Özakbaş, MS koruyucu tedavisinin 30 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında ciddi ilerlemeler kaydettiğini belirtti. 1993 yılında başlayan tedavi süreci, günümüzde enjeksiyon tedavileri ile devam etmekte ve artık ağızdan alınabilen tedavilere kadar uzanmaktadır. Gelişen tedaviler sayesinde artık MS’li hastaların yaşam kalitesi olumlu yönde etkilenmektedir. Hastalığın aynı kalmasına rağmen, tedavilerle kontrol altına alınabilmesi hasta için büyük bir avantajdır.
İyi kontrol altına alınmış bir MS hastasının hastalık nedeniyle yaşamını kaybetmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özakbaş, hastaların genellikle yaşam sürelerini MS nedeniyle kaybetmediklerini belirtti. Ancak, bazı durumlarda hastalığın etkileri nedeniyle yaşam süresinde kısalma olabileceğini ve engellilik durumunun gelişebileceğini ifade etti. MS hastalığının genetik yatkınlık da gösterdiği ve ailede benzer vakaların görülme olasılığının arttığı da üzerinde durulan konular arasındadır. Araştırmalar, Türkiye’de MS hastalığının Balkanlar ve Kafkaslar gibi bölgelerden etkilenmiş olabileceğini ve İzmir gibi şehirlerin yoğun göç almaları nedeniyle MS vakalarının daha sık görülebileceğini göstermektedir.
Sonuç olarak, Multiple Skleroz hastalığının tedavi edilebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğu, erken teşhisin ve tedavinin önemine vurgu yapılmıştır. Gelişen medikal tedaviler sayesinde, MS’li hastaların yaşam kalitesinin arttığı ve hastalığa bağlı olumsuz sonuçların azaldığı belirtilmiştir. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin MS hastalığının gelişimi üzerinde etkili olduğu ve bu konularda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştır.