DOLAR 34,0956 0.17%
EURO 38,0820 0%
ALTIN 2.833,150,15
BITCOIN 21384114,11%
İzmir
26°

PARÇALI BULUTLU

05:14

İMSAK'A KALAN SÜRE

admin

admin

19 Eylül 2024 Perşembe

Roma Dönemine Ait Lahit ve İskeletler Bulundu!

Roma Dönemine Ait Lahit ve İskeletler Bulundu!
0

BEĞENDİM

Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve çeşitli kurumların destekleriyle gerçekleştirilen önemli bir arkeolojik çalışmanın altına imza atılıyor. Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı kazılarının başkanlığını Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu üstleniyor. Ekip, bu kazılarda önemli buluntular elde etme aşamasında. Son yapılan çalışmalarda Roma dönemine ait, içerisinde 12 iskelet barındıran bir lahit keşfedildi. Doç. Dr. Ertan Yıldız tarafından gerçekleştirilen epigrafik incelemeler sonucunda bu lahitin, ‘Euphrates’ adındaki bir Romalı gladyatöre ait olduğu belirlendi. Lahitin dış yüzeyinde epik kitabeler, iç tarafında ise M.S. 5. yüzyıla tarihlenen üç adet haç kabartması bulunuyor. Bu tür lahitlerin benzerlerine İstanbul’da imparatorluk lahitlerinde, Marmara Adası’nda ve Suriye’de rastlanıldığı ifade ediliyor.

Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, kazı çalışmaları sırasında toprağın çok derin olmayan bir katmanında kapsamlı yapılarla karşılaştıklarını aktardı. Özellikle, 20 santim derinlikte su kanalı, künk sistemi, mozaikler, bir lahit ve üç adet lahit formunda mezarların ortaya çıkması, bölgenin tarihi açıdan ne denli önemli olduğuna işaret ediyor. Mimaroğlu, “Bu lahit bir Roma lahidi ve üstünde oldukça güzel bir epik kitabe bulunmakta. Hristiyanlık döneminde iç kısmında üç haç kabartması eklenerek tekrar kullanılmış” şeklinde bilgi verdi.

Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan kilisenin geçmişi de dikkat çekiyor. Doç. Dr. Mimaroğlu, kilisenin ilk başta basit bir mezar yapısı olarak inşa edildiğini, ardından zamanla ahşap çatılı bir bazilikaya dönüştüğünü ve 1. Jüstinyanus döneminde kubbeli bir hac planlı kiliseye çevrildiğini belirtti. M.S. 5. yüzyıl dönemi için farklı bir kilise planı kurgusu olduğunu söyleyen Mimaroğlu, yaptıkları çalışmaların bu kurguya yönelik önemli veriler sunabileceğinin altını çizdi. Kilise içindeki gömülerin, üst sınıf ya da ruhban sınıfına mensup kişilere ait olduğunun, normal insanların bu alanda özenli mezarlara yerleştirilmelerinin düşünülmeyeceğini vurguladı.

Ayrıca, kazılara dair ilk verilere dayanarak, lahitin iç kısmındaki haçların 5. yüzyılda oyulduğu, mezar kapağındaki haçların ise 7 ve 8. yüzyılda yerleştirilmiş olabileceği düşünülüyor. Doç. Dr. Mimaroğlu, Jüstinyanus sonrası döneme ait bir mozaik parçasının da bulunduğunu kanıtlayarak burada önemli arkeolojik buluntuların gün yüzüne çıkarıldığını belirtti.

Marmara Adası ve Suriye’de benzer haçlı lahit örnekleri bulunmasına rağmen, bu lahitin yapımında kullanılan malzemenin kalitesinin daha yüksek olduğu kaydedildi. Eğitim süreci dahilinde, bu tür örneklerin yayın çalışmaları için çeşitli paralel araştırmalar yapılmaya devam ediliyor.

Mimaroğlu, bölgenin tarihi derinliğini vurgulayarak, milattan önce ikinci bin yıla ait seramiklerin bulunduğu alanın, erken dönemlerden itibaren Efes’in ilk yerleşim alanı olabileceğine dair verilerin mevcut olduğunu belirtti. 2020 yılından itibaren kendisinin başkanlığında devam eden kazılar, 1921-1922 yıllarında Yunan arkeolog Soteriou tarafından başlatılan bu çalışmaları genişletmekte.

En son 2023 yılında yapılan jeoradar çalışmaları sonucunda, daha önce burada yapılan sondajların da bulunduğunun altını çizen Mimaroğlu, bu keşiflerin mevcut verilerle pekiştirildiğini açıkladı. Bu keşifler sonucunda mermer zemin döşemeleri ortaya çıkarıldı. Kısacası, bu kazı çalışmaları, tarihi ve kültürel miras açısından büyük bir potansiyele sahip olan bölgenin derinliklerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.