Mardin Artuklu Üniversitesi personeli, dalış eğitmeni Cenk Yılmaz ve ekibi, İzmir’de, 9 Eylül vapurunun batığının bulunduğu bölgede Türk ve Filistin bayrağı açtı. Bu önemli etkinlik, dalış eğitimi ve su altı fotoğrafçılığı konusunda deneyim sahibi olan Yılmaz’ın liderliğinde gerçekleştirildi. Ekip, İzmir’in Karaburun ilçesi açıklarında yer alan batık gemi alanında dalış yaparak, uluslararası bir dayanışma ve farkındalık oluşturmayı amaçladı.
Dalış eğitmeni Cenk Yılmaz, AA muhabirine verdiği demeçte, Türkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinde birçok sportif dalış gerçekleştirdiklerini belirtti. Yılmaz, Gazze’nin 7 Ekim’den beri sistematik bir soykırıma uğradığını ve burada yaşayan halkın savaş, açlık krizi ve zorunlu göç gibi insanlık dışı yaşantılarla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bu süreçte bazı ülkelerin deniz yolu ile Filistin halkına gıda göndermeye çalıştığını fakat İsrail’in bu yardımlara el koyarak gemileri batırdığını kaydetti.
Dalış sürecinde, Yılmaz ve ekibi daldıkları suyun derinliklerinden bu sessizlik ile isyan etmek istediklerini dile getirdi. “İzmir’in Karaburun ilçesinde, yaklaşık 25-35 metre derinliğinde bulunan ‘9 Eylül’ batığına yönelik gerçekleştirdiğimiz dalışta, bayrağımızı, üniversitemizin pankartını ve Filistin bayrağını saygıyla batığın en belirgin noktasına astık,” diyen Yılmaz, gerçekleştirdikleri dalışın yaklaşık 25 dakika sürdüğünü ifade etti. Bu eylem sayesinde deniz altındaki bu görüntünün tüm dalgıçlar için farkındalık oluşturduğuna inanıyor.
Artuklu Üniversitesi’nin Filistin için elinden gelenin fazlasını yaptığına dikkat çeken Yılmaz, rektör Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’ın destekleyici sözlerinden etkilendiğini ve bu konu hakkında bir şeyler yapmanın gerekliliğini hissettiklerini belirtti. “Artık sadece bizler değil, tüm dünya bu sessiz çığlığa duyarsız kalmamalı; soykırıma dur demelidir. Amacımız, bu konuyu farklı platformlarda daha fazla kişiye duyurmaktır,” diye ekledi.
Dalış eğitmeni Kardelen Yılmaz ise, Gazze’deki insani krize dikkat çekerek, burada yaşananların insanlığın vicdanını yaraladığını vurguladı. Sivil halkın hedef alındığı ve temel yaşam haklarının gasp edildiği bir süreçte sessiz kalmanın doğru olmadığını ifade eden Yılmaz, “Herkesin bulunduğu yerden ses çıkarması gerekiyor. Biz de bu adaletsizliğe dikkat çekmek amacıyla bir araya geldik,” dedi.
Kardelen Yılmaz, kendilerinin bir grup dalgıç olarak su altı dünyasının sessizliğini bu çığlığın sesi haline getirmek istediklerini belirtti. “Amacımız, sosyal medyada sadece bir görsel paylaşmak değil, insanları düşündürmek ve empati kurmalarını sağlamak. Farklı bir ortamda, dikkat çekici bir yöntemle mesaj vermek istedik çünkü klasik protestolar zamanla görünmez hale gelebiliyor. Su altında bir bayrak açmak görsel olarak etkileyici; aynı zamanda vicdani bir çağrıydı. Sessizliğe karşı bir duruş sergilemek istedik. Belki bu eylem küçük bir adım, ama biz her vicdanlı sesin bir zincirin halkası olduğuna inanıyoruz,” dedi.