İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yaklaşık dört aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu davada önemli bir karar verildi. İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i “tehdit edip hedef gösterdiği” iddialarıyla yargılanıyordu. Mahkeme, İmamoğlu’nun “hedef gösterme” suçundan beraetine karar verirken, tehdit suçundan 2 ay 15 gün, kamu görevlisine hakaret suçundan ise 1 yıl 5 ay hapis cezası verdi. İmamoğlu’na herhangi bir siyasi yasak cezası verilmedi.
Duruşma, İstanbul Adliyesi’ndeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersizliği nedeniyle Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan 1 No’lu duruşma salonunda saat 10:00’da başladı. Mahkeme salonuna girerken izleyicilerden “Ekrem Başkan” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları atıldı. İmamoğlu, daha önceki duruşmalarda olduğu gibi yine yoğun ilgiyle karşılandı. Bu duruşma, İmamoğlu’nun üçüncü kez hakim önüne çıktığı bir davaydı.
Duruşmayı izleyenler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan ve birçok CHP’li yetkili vardı. Ayrıca, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu gibi önemli isimler de duruşmayı takip etti. İmamoğlu, savunması sırasında Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve adalet sistemindeki sorunları dile getirirken, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin böyle bir tecridi yok” dedi.
İmamoğlu, duruşmadaki savunmasında, “Susturulan ve konuşturulmayan bir Ekrem İmamoğlu var” diyerek, özgürlüklerini kısıtlayan bir durumla karşı karşıya olduğunu belirtti. Savcının kendisine bakarak konuşmaması gerektiğini vurgulamak için, “Savcı bana ön yargılı olabilir mi? Size bakmak yasak mı savcı bey?” şeklinde tepki gösterdi. İzleyicilerin alkış ve ıslıklarla karşılık vermesi üzerine mahkeme başkanı, salonu boşaltma tehdidinde bulundu.
İmamoğlu, ülkedeki ekonomik durumu da eleştirerek, “Asgari ücret açlık sınırının altında. Bu büyüyen kriz, gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir sonucu” dedi. Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesinden uzaklaştığını ve ekonomik sorunların üstesinden gelebilecek çağdaş yönetim anlayışının önemine dikkat çekti. “Sözlerimdeki ciddiyeti ve halkın gerçek durumunu anlatmaya çalıştım” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, “Yargı tacizi altında olan biri olarak saldırı altındayım” diyerek, bu sürecin adil bir mahkemede değil, sürekli bir yer değiştirme ile gerçekleştirildiğini belirtti. Mahkeme başkanının savcının duruşmaya müdahale etmesinin, adaletin tecelli etmediğini göstermekte olduğunu savundu. Duruşmanın sonunda, İmamoğlu’nun son sözleri mahkeme tarafından kesildi ama konuşmasına devam etmesine izin verilmedi. “Ben bu cennet vatanda 1 kişi için tehdidim. O da ben değil, milletin tehdit ettiği bir kişi” şeklinde sözlerini sürdürdü.
İmamoğlu’nun duruşmasının ardından, 45 dakikalık