İZMİR Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren İZBETON’a yönelik başlatılan geniş çaplı bir operasyon neticesinde, çeşitli tür ve miktarlarda iş makinesi ile araç kiralama hizmetleri alımıyla ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi. Mahkeme, sanıkların tutuksuz yargılanmalarına ve tahliye edilmelerine karar verdi.
Soruşturma süreci, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iş makinesi ve araç kiralama hizmeti alımlarına dair yürütülen bir inceleme kapsamındadır. Bu süreçte, aralarında eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, Buca Belediye Başkan Yardımcısı Engin Güzel ve Bayraklı Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mert Hanifi Yılmaz’ın olduğu toplam 31’i tutuklu 56 kişi, ‘Edimin ifasına fesat karıştırmak’ suçuyla birden fazla kez zincirleme olarak yargılanmaktadır. Bu sanıklar için 3 yıl ile 12 yıl 3 ay arasında değişen hapis cezası talep edilerek dava açılmıştır. İzmir 17’nci Asliye Mahkemesi tarafından kabul edilen dosya sonucunda, tutuklu sanıkların adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar verilmiştir. Ancak, eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın, kooperatif dosyasında da şüpheli olarak yer aldığı belirtildiği için cezaevinden tahliye edilmeyeceği belirtilmiştir. Diğer yandan, Buca Belediye Başkan Yardımcısı Engin Güzel ve Bayraklı Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mert Hanifi Yılmaz’ın tahliye edileceği ifade edilmiştir.
TAHLİYELERE İTİRAZ EDİLDİ
Özellikle asfalt kaplama, yol ve inşaat bakım-onarım ve yenileme işlerindeki ihale süreçlerine ilişkin, ihaleye fesat karıştırıldığı iddialarıyla ilgili olarak, aralarında yine eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da yer aldığı 20’si tutuklu olmak üzere toplamda 44 şüpheli hakkında ‘İhaleye fesat karıştırma’ suçundan 3 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istemiyle yeni bir dava açılmıştır. Bu dava, İzmir 28’inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir ve tutuklu sanıkların tahliyesine dair karar verilmiştir. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, mevcut denetim raporları ile bilirkişi raporlarını dikkate alarak ve tüm dosya kapsamını göz önünde bulundurarak bu tahliye kararlarına itiraz etmiş olduğunu duyurmuştur.
Operasyon ve sonrasında gelişmeler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ihale süreçlerine olan güveni ve kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı konusunda önemli bir tartışma başlatmıştır. Bu tür skandallar, yerel yönetimlerin şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında daha fazla dikkat göstermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. İzmir’deki bu durumun ilerleyen günlerde nasıl sonuçlanacağı ve yargı süreçlerinin nasıl işleyeceği ise merakla beklenmektedir. Ayrıca, tahliye edilen kişilerin İZBETON gibi önemli bir kuruluştaki görevleri, onlara tanınan yetkilerle birlikte, bu tür yaptırımlara olan kamu duyarlılığını artırmaktadır.
Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu olaylar zinciri, kamu yönetimi açısından önemli dersler çıkarmayı gerektirmekte ve ihale süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi üzerine düşünmeyi teşvik etmektedir. İzmir halkı, bu tür olayların tekrarlanmaması ve şehrin kaynaklarının daha etkin ve doğru bir şekilde kullanılması adına yetkililerden daha fazla sorumluluk ve açıklık beklemektedir.