Ayakkabı ve yan sanayi sektörünün güncel durumunu analiz etmek amacıyla, Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) tarafından İzmir’de “Adım Adım Dönüşüm” isimli bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bu önemli organizasyon, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda düzenlendi ve sektördeki önde gelen isimlerin katılımını sağladı.
Toplantıya AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar ve Ekonomist Ali Ağaoğlu gibi isimler katılarak sektöre dair kritik değerlendirmelerde bulundular. AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, yaptığı konuşmada ayakkabı sektörünün mevcut durumu ve karşı karşıya olduğu zorlukları ele aldı. Salıcı, “Adım adım dönüşüm” ifadesinin yalnızca bir panel başlığı olmadığını, aslında içinde bulunulan dönemin ruhunu ve dinamiklerini yansıtan güçlü bir kavram olduğunu belirtti. Salıcı, ” hiçbir dönüşüm bir gecede gerçekleşmez. Ama kararlı adımlarla, ortak akılla ve dayanışmayla mümkün olabilir” diye ekledi.
Salıcı, son iki yıldır sanayicilerin çok zorlu bir süreçten geçtiğini, terkedilmiş bir durumda olduklarını ve artık dayanacak güçlerinin kalmadığını ifade etti. Sektörün emek yoğun yapısına rağmen yüksek potansiyel barındırdığını vurgulayarak, ayakkabı yan sanayisinin saya, taban, aksesuar, kalıp, deri, tekstil, kimya, makine, ambalaj gibi pek çok unsuru bir araya getirerek bir üretim ekosistemi oluşturduğunu belirtti. Ancak bu ekosistemin günümüzde birçok zorlukla karşılaştığını ifade etti. Salıcı, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış, Uzakdoğu kaynaklı düşük fiyat baskısı, nitelikli iş gücü bulma güçlüğü, dijitalleşme zorunluluğu ve son dönemlerde artan konkordato, talep daralması, yüksek faiz, düşük kur, yüksek enflasyon ve kontrolsüz ithalatın sektörü olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Ayrıca, yurt dışından gelen düşük fiyatlı ama kalitesiz ürünlerin hem üreticiyi zorladığını hem de iç pazar dengelerini bozduğunu vurguladı. Salıcı, birçok üreticinin artık fason üretimlerini Mısır, Suriye ve Afrika’nın bazı bölgelerine kaydırdığını belirterek, bu durumun yalnızca ekonomik değil, stratejik bir kayıp olduğunu ifade etti. “Burada üretimi kaybedersek, ustalık da kaybolur, istihdam da sona erer ve tedarik zinciri de çöker” diye ekledi. Ayrıca, fiyat odaklı rekabetin iflas ettiğini söyleyerek, gelecekte ayakta kalmanın yalnızca daha ucuz olmakla değil, daha dayanıklı, daha çevik ve daha yerli üretimle mümkün olacağını belirtti.
Salıcı, Türkiye’deki ekonomi yönetiminin emek yoğun sektörleri gözden çıkardığını vurgulayarak, “Emek yoğun işler ihmal edilirse, üretimin ruhu ve istihdamın omurgası zayıflar” dedi. Ancak yine de umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini söyleyerek, “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı.
İzmir, ayakkabı sektöründe yıllık 300 milyon dolar ihracat kapasitesine sahip olup, limanı ve stratejik konumuyla uluslararası ticarette önemli bir role sahiptir. Balkanlar ve Orta Doğu’nun en büyük ayakkabı sanayi sitesinin bulunduğu İzmir, Türkiye’de ayakkabı üretiminde 3. sıradadır. İmalatta, yüksek kaliteli, düzgün ve ihracat odaklı çalışan yaklaşık 1,600 firma İzmir’de faaliyet göstermektedir.