ÇEVRE Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Komisyon Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, kentsel dönüşüm sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. İzmir’de meydana gelen 30 Ekim 2020 depremi öncesinde yapılan bu açıklamalarda, bazı binalarda dairelerin küçülmesinin vatandaşlar için olumsuz gibi görünse de bu durumun önemli bir perspektife sahip olduğu belirtildi. Yönetim, daha küçük, ancak daha sağlam ve güvenli bir konut tercih edilmesinin daha iyi olduğunu ifade etti. “150 metrekarelik bir toplu mezarda mı yoksa 100 metrekarelik bir toplu konutta mı oturmak istersiniz?” sorusu ile bu durumu daha net bir şekilde ifade etti.
Prof. Dr. Kozanoğlu, İzmir’in deprem açısından kritik bir şehir olduğuna dikkat çekerek, zemin durumu ile ilgili de uyarılarda bulundu. İzmir’de 11 merkez ilçe ile birlikte toplamda 30 ilçe bulunduğunu belirten Kozanoğlu, yapıların yüzde 70’inin ve nüfus yoğunluğunun merkez ilçelerde yer aldığını ifade etti. Merkezdeki yaklaşık 905 bin binanın sadece yüzde 12’sinin 2000 yılından sonra yapılan deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiğini dile getirirken, diğer binaların yaklaşık yüzde 52’sinin 1975 deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, yüzde 36’sının ise kaçak olarak inşa edildiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, 30 Ekim depreminden sonra birçok vatandaşın binalarının kentsel dönüşüme uygun olup olmadığını merak ettiğini ve bu konuda gerek belediyelere gerekse de Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduklarını belirtti.
“Birçok bina kentsel dönüşüme girdi ve vatandaşlar bu süreci hızlandırmak için çeşitli yöntemler aradı” diyen Prof. Dr. Kozanoğlu, bunun maddi destekler gerektirdiğini de hatırlattı. İzmir’de en az 300-400 bin binanın kentsel dönüşüm süreçlerine tabi olmasının söz konusu olduğunu, bu binaların performans analizlerinin yapılması ve eski yönetmeliklere uygun binaların kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.
Eski yönetmeliklerle inşa edilmiş her binanın yıkılmak zorunda olmadığını vurgulayan Kozanoğlu, eğer binanın kolon veya kirişlerinde kesilme gibi yapısal bir sorun yoksa gerekli kontrollerin yeterli olabileceğini ifade etti. Özellikle İzmir’de sıvılaşma ve yumuşak zeminlerin yaygın olduğunu belirterek, zemin ve yapı etkileşiminin önemine dikkat çekti. Bu bağlamda, yeni yönetmelikle uygulanacak zemin etütlerinin kritik olduğunu ve bina ruhsatlarının zemin etütlerine bağlı olarak verileceğini belirtti.
Prof. Dr. Kozanoğlu, yeni yönetmelik sürecine dair bilgi vererek, birçok üniversite ve komisyonun bu alanda aktif olarak çalıştığını ve yeni yönetmeliğin çok yakında çıkacağını duyurdu. Mevcut binalarla ilgili kentsel dönüşüm veya güçlendirme süreçlerinde ise yeni yönetmelikler doğrultusunda çalışmalar yapılması gerektiğini açıkladı. Ayrıca kentsel dönüşüm projelerinde bazı hataların önüne geçmek gerektiğini belirtti; yeni inşa edilecek binalarda kat hizalarının birbirinden farklı olmaması gerektiğini ifade ederek, bunun deprem esnasında ciddi sorunlara yol açabileceğini vurguladı. Zemin katların ticari amaçlarla kullanılmasının da riskler taşıdığını, bu tür alanlara ticari ruhsat verilmeden önce statik hesapların mutlaka yapılması gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Kozanoğlu, kentsel dönüşümde dairelerin küçülebileceğini, bunun da vatandaşlar açısından olumsuz bir durum olarak görülebileceğini, ancak bu durumun daha güvenli yaşam alanları yaratma amacı taşıdığını hatırlattı. “Bir oda eksik olsun ama sağlam, depremde hasar görmeyecek bir binada oturun” diyerek, bu durumun önemini vurguladı.
1
Ege’de Sıgacik’ta Deniz Çekildi, Endişe Sardı!
2897 kez okundu
2
İzmir’de Orman Yangını: 5 Mahalle Tahliye Edildi!
2829 kez okundu
3
Silahlı Yağma Suçlusu İzmir’de Yakalandı!
2741 kez okundu
4
İzmir’e Mobil Siren Sistemi ile Acil Uyarı!
2728 kez okundu
5
Karabağlar’da Muhtarlarla Kentsel Dönüşüm Toplantısı
2727 kez okundu