İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), kentteki su kaynaklarının azalması sonucu yoğun su tüketimi olan belediye park ve bahçe aboneliklerinin geçici olarak iptal edileceğini duyurdu. Bu karar, kentte üst üste yaşanan dördüncü kurak yılın ardından alınmış olup, iklim krizinin olumsuz etkileri nedeniyle su kaynaklarının önemli ölçüde azaldığı vurgulandı.
İZSU tarafından yapılan açıklamada, geçen hafta itibarıyla büyük yüzeysel su kaynaklarından biri olan Gördes Barajı’nın su seviyesinin tamamen tükendiği belirtildi. Ayrıca, Tahtalı Barajı gibi diğer kaynakların da tarihinin en düşük su seviyelerine gerilediği ifade edildi. Bu bağlamda, su üretimini artırmanın yanı sıra su tüketimini azaltmanın da zorunluluk haline geldiği dile getirildi.
Açıklamada, “Bu nedenle, uzun bir süredir yeni su kuyuları açarak su üretimini artırmaya çalışıyoruz. Ancak, kesintisiz su hizmeti verebilmek için suyun en az yüzde 10 daha tasarruflu tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle içme suyumuzun yüzde 82’sini tüketen konut ve iş yeri aboneleri başta olmak üzere tüm abonelerimizi suyu daha tasarruflu kullanmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Bu kararın arka planında, su kaynaklarının azalışı ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan bu olağanüstü durum yatmaktadır.
Bununla birlikte, vatandaşlar su tasarrufu konusunda tedbirlerin daha önce alınması gerektiğini ifade etti. Buca ilçesinde yaşayan Kemal İlik, parklardaki suyun kesileceği duyurusuna tepki göstererek, belediyelerin zamanında önlem almadıklarını belirtti. İlik, “Sular boşa aktı. Yağmur suları barajlara akıtılabilirdi. Yönetimler iktidara gelene kadar birçok söz veriyorlar ama hiçbirini tutmuyorlar. Önümüzdeki aylarda belki sularımız kesilecek. Barajlardaki su seviyeleri düşmüş. Ne olacak halimiz bilmiyorum” diyerek endişelerini dile getirdi.
Başka bir vatandaş olan Gani Uktay ise 1969 yılında İzmir’e geldiğini ve bu tarihten beri bölgedeki su kaynaklarının sürekli azaldığını vurguladı. Uktay, “Ben geldiğimde buralar hep su kaynağıydı. İzmir’in nüfusu 70 binden 4 milyona çıktı. Ne su yetiyor ne de toprak yetiyor. Dua ediyoruz Allah’a su versin diye. Tahtalı Barajı kurudu, başka su kaynakları da kurudu” ifadeleriyle durumu özetledi.
İZSU’nun bu tedbirleri alması, gelecekte karşılaşılabilecek su sıkıntılarından korunmak amacıyla bir önlem niteliği taşıyor. Ancak, vatandaşların da görevine düşeni yerine getirmeleri, su tasarrufu yapmaları, bu krizin aşılmasında büyük rol oynayacaktır. Sonuç olarak, İzmir’de yaşanan bu su krizi, sadece yönetimlerin alacağı tedbirlerle değil, aynı zamanda bireylerin de bu konudaki duyarlılığı ile çözülebilecek bir durumdır. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu kullanımı, hem bireyler hem de devlet için bir öncelik durumuna gelmiştir.
