CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin önde gelen üç ismiyle bir araya gelerek, yaklaşan kurultay davasında alınabilecek muhtemel kararları görüştü. İsmail Saymaz‘ın haberine göre, bu kritik toplantıda Mansur Yavaş (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı), Vahap Seçer (Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı) ve CHP Parti Meclisi üyesi Engin Özkoç yer aldı. Toplantıya ayrıca Özgür Özel‘in de bilgisi olduğu belirtildi.
“BÖYLE BİR KARAR İSTEMİYORUZ”
Saymaz’ın aktardığına göre, toplantıda Kılıçdaroğlu’na yöneltilen kritik cümleler arasında “İktidarın amacı CHP’yi dağıtıp parçalamak. Bir mutlak butlan kararı sıkıntı yaratır. Birbirimize gireriz, prestijimiz sarsılır. Böyle bir karar istemiyoruz” sözleri dikkat çekti. Üç isim de Kılıçdaroğlu’na, önceki kurultayda karşı taraflarda bulunduklarını hatırlatarak, “Bu demek değil ki, birbirimizden intikam alalım. Bir çözüm bulalım” diyerek öneride bulundular. Özellikle Özgür Özel ile bir araya gelerek karşılıklı görüşmeyi istediklerini belirttiler. Ayrıca kamuoyunda bu konuyla ilgili bir beklenti olduğunu vurgulayarak, Kılıçdaroğlu’na “Çıkın, ‘Mutlak butlan uygun olmaz, kabul etmem. Böyle bir şeyi partimize ve delegelerimize yakıştırmam’ deyin” şeklinde tavsiyelerde bulundular.
“BEN KABUL ETMESEM KAYYUM GELECEK”
Toplantının yaklaşık bir saatten uzun sürdüğü ve Kılıçdaroğlu’nun böyle bir açıklama yapmayı ve Özellikle görüşmeyi kabul etmediği öne sürüldü. Kılıçdaroğlu, heyete şu yanıtı vererek durumu netleştirdi: “Böyle bir açıklama yapamam. Umarım, mutlak butlan çıkmaz ama olursa da partimi kayyuma terk edemem. Ben kabul etmesem kayyum gelecek. Kayyuma mı bırakayım? Karardan sonra Özel ile oturur, konuşuruz.”
Bu noktada, üç CHP’li de Kılıçdaroğlu’na mutlak butlan kararını uygun bulmadıklarını ifade ederek, kendilerinin bu konuda farklı düşüncelere sahip olduklarını vurguladılar. Bu durum, CHP’deki iç dinamiklerin ve farklı görüşlerin ne kadar keskin bir şekilde karşı karşıya geldiğini ortaya koydu. Kılıçdaroğlu’nun kayyum korkusu, partinin geleceği açısından ciddi bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Party’de liderlik mücadeleleri ve iktidara karşı konumlanma, bu tür görüşmelerin arka planında yatan temel sebepler arasında gösterilebilir.
Sonuç olarak, CHP içinde devam eden bu tartışmalar sadece parti içi karar alma süreçlerini değil, aynı zamanda genel siyaset sahnesindeki iktidar dinamiklerini de etkileme potansiyeline sahip. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşan kurultayda alacağı kararlar ve bu kararlara muhalefet eden parti üyelerinin tepkileri, CHP’nin geleceği açısından belirleyici olacaktır. Kılıçdaroğlu’nun, önümüzdeki dönemde bu meseleye karşı nasıl bir strateji geliştireceği büyük merak konusu olacağından, siyasi atmosferin de bu bağlamda nasıl şekilleneceği izlenmeye devam edilecektir.
