On Dokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, Haberler.com stüdyosunda Dilşad Özcan’ın konuğu olarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Kaya, Türkiye genelinde etkili olan orman yangınlarının durumuna dair kapsamlı bilgiler sundu. Ülke genelinde özellikle Sakarya ve Bilecik hatlarında başlayan orman yangınlarının yanı sıra Hatay, Manisa ve İzmir gibi bölgelerde de ciddi yangın vakaları yaşandı. Bazı yangınlar kontrol altına alınırken, İzmir özellikle zor günler geçirmekte. Buca ve Ödemiş ilçelerindeki ormanlık alanlarda çıkan yangınlara, hem havadan hem de karadan yoğun müdahale gerçekleştiriliyor. Çeşme ilçesindeki yangının kontrol altına alındığı Tarım ve Orman Bakanı tarafından duyurulurken, Ödemiş’te gün doğumuyla birlikte gerçekleştirilen müdahalede 4 uçak ve 10 helikopter, Buca’da ise 4 uçak ve 11 helikopter aktif rol aldı. Ekiplerin yangınlara müdahalesi durmaksızın devam ediyor.
Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, bir çalışanın yangına müdahale sırasında yaşamını yitirdiğini belirterek ailesine başsağlığı diledi. Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğuna dikkat çeken Kaya, afetlerle mücadelede yalnızca kriz yönetiminin değil, aynı zamanda öncesinde yapılan hazırlıkların da büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Kaya, afetlere karşı alınacak önlemlerin coğrafi koşullara ve iklime göre planlanması gerektiğini ifade etti. Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye, iklim değişikliği sebebiyle daha sık ve şiddetli afetlerle karşı karşıya kalıyor. Yangınlar, bu kapsamda ciddi boyutlara ulaşan afetler arasında yer alıyor.
Yangınların hızla yayılmasında etkili olan faktörler arasında rüzgar, nem oranı, arazi eğimi ve bitki örtüsü gibi etkenlerin bulunduğunu kaydeden Kaya, yerleşim bölgelerinin ormanlarla iç içe olmasının büyük bir risk oluşturduğunu belirtti. Bu noktada yangınların önlenmesi için 30 metrelik tampon alanların oluşturulması, kurumuş otların temizlenmesi ve yangınla mücadelede yol kenarlarının özel olarak planlanmasının elzem olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Kaya, orman yangınlarının yalnızca doğal sebeplerle değil, insan ihmali ve teknolojik nedenlerle de çıkabildiğini belirtmektedir. Cam şişeler, mangal ateşleri, sabotajlar ve yüksek gerilim hatları gibi insan kaynaklı nedenlerin yanı sıra, aşırı ısınan rüzgar panellerinin de yangınlara yol açabileceğini vurguladı. Yangınla mücadelede yalnızca hava unsurlarının yeterli olmadığını ifade eden Kaya, “Orman yangınları esas olarak yerden söndürülür. Uçak ve helikopterden atılan su, yüksek sıcaklıkta yanarak buharlaşır. Yangın geciktirici solüsyonlar ise yalnızca yangının ilerleme yönünü yavaşlatmak için kullanılır,” şeklinde konuştu.
Kızılçam ormanlarının yüksek yanıcılığı, rüzgarın etkisi ve nem seviyesinin düşüklüğünün yangınları büyüttüğüne dikkat çeken Kaya, eğitim ve önleyici tedbirlerin önemini şu ifadeleriyle aktardı: “Afet bilinci ilkokuldan itibaren müfredata girmeli. Eğitim materyalleri yaş gruplarına özel hazırlanmalı. Eğitimli birey, afet sırasında ne yapacağını bilen bireydir. Yangın başladıktan sonra yapılan müdahale hem maliyetli hem de daha yıkıcıdır. Bu yüzden asıl yatırım, yangın çıkmadan önce yapılmalıdır.” Bu açıklamalar, Türkiye’deki yangınlarla başa çıkma stratejileri ve önleyici tedbirlerin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.