Öncüşehir – İzmir Sahilleri
ÖNCÜŞEHİR – İzmir’in sahil ilçelerinde, halka açık olması gereken sahillerin özel işletmeler tarafından kapatılması ve girişlerin ücretli hale getirilmesi iddiaları gündeme geldi. Özellikle Menderes, Foça, Dikili ve Çeşme gibi yaz aylarında yoğun ilgi gören bölgelerdeki sahil şeritlerinin bazı işletmeler tarafından kapatıldığı ve bu noktalara erişim için vatandaşlardan ücret talep edildiği belirtiliyor. Bu durum, hem yerel halk hem de tatilciler arasında büyük bir tepkiyle karşılanıyor.
Vatandaşlar, kamuya açık olması gereken kıyıların bazı turistik tesisler tarafından para karşılığında kapatıldığını ifade ediyor. Bu işletmelerin, sahil alanlarını kendi mülkleri gibi kullanarak halkın girişini engellediği, bu durumun ise Anayasa’nın 43. maddesine aykırı olduğu dile getiriliyor. Anayasa’da, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu ve herkesin bu alanlardan serbestçe yararlanma hakkına sahip olduğu vurgulanıyor. Bu bağlamda, vatandaşlar yetkili mercilerin duruma müdahale etmesini talep ediyor.
Çeşme, Menderes, Foça ve Dikili gibi yerlerde, sahil işgali yesine uygulamalar, özellikle yaz aylarında sahil kenarındaki otellerin ve işletmelerin nidalarıyla sıkça gözlemleniyor. Bu işletmelerin, sahil boyunca yer alan şezlong ve şemsiye kiralama hizmetleri ile birlikte insanların sahil alanlarına erişimini sınırlamaları, sosyal huzursuzluğa neden oluyor. Bazı işletmelerin, kendi şezlongları ve plaj hizmetleri ile sahili kapatması, halk arasında “sahillerimizi özel mülk gibi kullanıyorlar” şeklinde eleştirileri tetikliyor.
Söz konusu durum, yerel halkın yanı sıra tatilciler tarafından da büyük bir şikayet konusu haline geldi. Giriş ücretlerinin fahiş olması ve kıyı alanlarının daraltılması, plaj günlerinin tadını kaçırıyor. Herkesin faydalanabileceği alanların, özel işletmeler tarafından noktalara kapatılması, kıyıların doğal yapısının ve sosyal değerinin zarar görmesine neden oluyor. Kıyılara erişimin engellenmesi, tatil cenneti olarak bilinen bu yerlerin cazibesini de olumsuz etkiliyor.
Yetkililerin, vatandaşların ulaştığı bu sahil alanlarının yeniden halka açılması ve yerel işletmelerin haksız kazanç elde etmesine karşı durması bekleniyor. Ayrıca, özel işletmelerin kenar noktalarında yaptıkları müdahale ve kısıtlamalardan kaynaklanan sorunların giderilmesi, mahalli idarelerin öncelikleri arasına alınmalı. Doğaya ve halk sağlığına zarar vermeyecek bir düzenleme ile sahil alanlarının genişletilmesi ve herkese açık hale getirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Yerel halk, kamuya açık olan sahil alanlarının korunması için yerel yönetimlerle iletişime geçerek haklarını savunma kararlılığında olduğunu vurguluyor. İzmir’in sahil ilçelerinde yaşanan bu durum, sadece bölgedeki yaz turizmini değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik anlayışını da derinden etkiliyor. Vatandaşların ortak sesliliği, sahil alanlarının geleceği açısından önemli bir adım olacağa benziyor.
